MENÜMENÜ
 
 
Esnaf ve sanatkâr; bin yılı aşkın bir geçmişe sahip olan Ahilik kültürün günümüz temsilcileridir.



         Adı ve sermayesi küçük olsa da; esnaf ve sanatkâr, işletme sayılarının çokluğu, üretim ve istihdama sağladıkları büyük katkı açısından ülkemiz ekonomisinin en önemli dinamiklerinden birisini oluşturmaktadır.
         Bu bağlamda esnaf ve sanatkâr; ülkemizin ekonomik ve toplumsal hayatında vazgeçilmez öneme sahiptir.
         Esnaf ve sanatkâr aynı zamanda, ekonomik büyümenin ve sosyal kalkınmanın dengeli bir şekilde sürdürülebilmesine olan katkısı, işsizliğin azaltılması, istihdam ve üretimin artırılmasında üstlendiği rol, değişen dünya koşullarıyla birlikte yeniden şekillenen piyasa şartlarına süratle uyum sağlayan yapısıyla toplumsal yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır.
         Yanında çalıştırdığı personel ve aileleriyle birlikte değerlendirildiğinde Türkiye nüfusunun büyük bir bölümünü temsil eden esnaf ve sanatkâr, güvene dayalı hizmet anlayışıyla da kültürümüzün önemli bir değeridir.
 
         Sürdürülebilir kalkınma ve ekonomik istikrarın olmazsa olmazları arasında yer alan esnaf ve sanatkâr, sermayesi ve öz kaynakları bakımından tamamen yerli ve milli olması hasabiyle de ülkemiz ekonomisi için stratejik bir önem arz etmektedir.
         Ülke kalkınmasına, işsizliğin önlenmesine, üretime ve istihdama katkısıyla yaptığı hizmetin yanı sıra, emeğini, alın terini, gelişen teknoloji ile harmanlayarak günün şartlarına göre kendisini geliştiren, değişime uyum sağlayan esnaf ve sanatkâr, değişen ekonomik dengeleri çabuk ve kolay tolere ederek kentlerin ve bölgelerin ekonomik anlamda büyümesine de hızla katkı sağlamaktadır. 
 
         Büyük sanayi işletmelerinin tamamlayıcısı konumundaki esnaf ve sanatkâr, en fazla ihtiyaç duyulan nitelikli ara eleman yetişmesinde de önemli bir pay sahibidir.
         Türkiye'nin sayılı sanayi kuruluşları ve dünya piyasasında söz sahibi olan holdinglerin tarihine göz atacak olursak, büyük çoğunluğunun kuruluş hikayesinin küçük bir esnaf dükkanında başladığını açık bir şekilde görebiliriz.
         Ekonomik yelpazede ise orta sınıfta denge unsuru vazifesi gören esnaf ve sanatkâr, toplumumuzda yerleşik olan veresiye alışveriş kültürü ile ülkemizde aylık geliri düşük olan kesim için adeta bir can kurtaran görevi üstlenmektedir.
 
         Tüm bu özelliklerinin yanı sıra hassas ve kırılgan bir yapıya sahip olan esnaf ve sanatkâr, ekonomide yaşanan dalgalanmalarda ilk ve en ağır hasarı alan kesimlerin de başında yer almaktadır.
         Piyasalarda yaşanan en küçük bir olumsuzluk sonrasında bile toparlanması bazen yıllar süren esnaf ve sanatkâr, son yıllarda sayıları hızla artan alışveriş merkezleri, gros, hiper ve süper adı altında kontrolsüz bir şekilde türeyen zincir marketler ile kayıt dışılığın neden olduğu haksız rekabet, başta enerji ve ham madde olmak üzere girdi kalemlerindeki maliyet artışı, kendi kontrolleri dışında gelişen piyasa koşulları ne yazık ki yaşanan sorunların büyümesine neden olmuştur.
 
SORUN BÜYÜK, ÇÖZÜM BASİT
         Türkiye Cumhuriyeti Anayasa´sının 173´üncü maddesinde, "Devlet Esnaf ve Sanatkârı koruyucu, kollayıcı ve destekleyici tedbirler alır" ifadesi yer almaktadır.
         Buradan hareketle, ülkemizin kalkınma hamlesinin devamı, ekonomik büyüme ve istikrarın kesintisiz sürdürülebilmesi için esnaf ve sanatkârın desteklenmesinin mutlak bir zorunluluk olduğunu ifade edebiliriz.
         Bugüne kadar devletimiz, çıkartılan kanunlar, yönetmeliklerde yapılan değişikliklerle esnaf ve sanatkâra verdiği önemi her zaman göstermiş, desteğini esirgememiştir.
         Ancak verilen tüm desteklere rağmen esnaf ve sanatkârlarımızın sorunları çığ gibi büyümeye devam etmektedir.
 
         Esnaf ve sanatkâr camiasının büyüklüğü düşünüldüğünde, yaşanan bu olumsuzlukların toplumun genelini etkilemesinin önlenmesi, ülke ekonomisinin canlandırılması ve esnaf ve sanatkârın hak ettiği seviyeye ulaştırılması için perakende piyasasını yeniden düzenleyecek, günün şartlarına uygun yasal düzenlemelerin yanında özel teşvik ve destek paketleri hazırlanmalıdır.
         Unutmamak gerekir ki esnaf ve sanatkâra verilecek her destek, doğrudan ekonomiye ve vatandaşa yansıyacaktır.
 
         Sonuç olarak, bin yılı aşkın varlığını sürdüren Ahilik kültürüne mensup esnaf ve sanatkâr, devletine, milletine bağlı, ülkesine hizmeti kendisine görev edinmiş, bilgi ve becerisini alın teriyle harmanlayarak ülkesine hizmet eden güzide insanlardır.
         İnanıyorum ki yakın bir gelecekte hayata geçirilecek yasal düzenlemeler neticesinde esnaf ve sanatkârımız hem ekonomik anlamda hem de sosyal yaşamda hak ettiği konuma ulaşacaktır.
 

ADANAESOB | Adana Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği | Copyright © 2020